Kabirlerin üzerine oturulmaması ve çiğnenmemesi için, kabir olduğunun belli olması gerekir. Bunun gerçekleşmesi de ancak kabirlerin yüzeyinin yerden biraz kabartılması (tesnim edilmesi) ile mümkündür.
Bir yerin kabir olduğunu belli etmek, insanların ve diğer mahlukatın çiğnemesinden muhafaza etmek için, mezarın etrafını bir miktar duvarla çevirmek caiz olur. Ancak bunda israf etmemek, lükse kaçmamak ve çok para harcamamak gerekir. Çünkü kabrin üzerini süslemenin ölüye hiçbir faydası olmaz. Bunun yerine fakir ve ihtiyaç sahiplerine yardımda bulunarak, sevabını ölüye bağışlayıp, kabulü için dua etmek daha hayırlı ve yararlı bir davranış olur.
Kabirler üzerine kümbet ve türbe yapma konusunda İslam alimlerinin çoğunluğu şöyle demişlerdir: Kabir üzerine, ev, türbe, kümbet, medrese veya mescid ya da duvarlı oturma bahçesi yaptırmak, eğer bunlarla ziynet ve övünmek kastedilmiyorsa mekruh olmakla beraber haram olmaz; eğer, övünme ve ziynet kastedilirse haram olur. Umuma aid olan mezarlıkta türbe yaptırmak meşru değildir. Eğer, mezar müteveffanın mülküne dahil ise, onun üzerine türbe yaptırmak mekruh olur.
Mezarın şekli hususunda son olarak şunu söylemeliyiz ki; Müslümanın mezarı, sade, tabii ve mütevazı; mezar yapımında kullanılan malzeme de basit ve ucuz olmalıdır. Müslüman mezarlığı, ihtişam, debdebe ve tantanadan uzak, sadeliği, tabiiliği ve intizamı ile örnek olmalı. Camide bütün imtiyazlarından sıyrılarak Allah'ın huzurunda aynı safta duran müminlerin, mezarları da görünüş itibariyle birbirine eşit olmalıdır. Mezar yapımında bu eşitliği bozan şeylere yer verilmemelidir.